hesabın var mı? giriş yap

  • nazım'a bile çektirmiş bu sorgu ki, adam dünyanın en ayarlı şiirini yazmış. (bkz: nuzhet berkin)

    o mavi gözlü bir devdi,
    minnacık bir kadın sevdi,
    kadının hayali minnacık bir evdi,
    bahçesinde ebruliii
    hanımeli
    açan bir ev,

    bir dev gibi seviyordu dev,
    ve elleri öyle büyük işler için
    hazırlanmıştı ki devin,
    yapamazdı yapısını,
    çalamazdı kapısını
    bahçesinde ebruliiii
    hanımeli
    açan evin.

    o mavi gözlü bir devdi.
    minnacık bir kadın sevdi.
    mini minnacıktı kadın.
    rahata acıktı kadın
    yoruldu devin büyük yolunda.
    ve elveda ! deyip mavi gözlü deve,
    girdi zengin bir cücenin kolunda
    bahçesinde ebruliiii
    hanımeli
    açan eve.

    şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
    dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
    bahçesinde ebruliiiii
    hanımeli
    açan ev..

  • coronavirüsü ilk fark eden ve bu virüs sebebiyle hayatını kaybeden çinli doktor.

    30 aralık 2019 tarihinde bir hastanın raporunda yüksek seviyede sars coronavirus tespit edildiğini gördü. yerel saatle 17:43'de tıp okulundaki sınıf arkadaşlarının olduğu wechat grubuna "huanan deniz ürünleri pazarından 7 sars vakası tespit edilmiştir” diye yazdı. ayrıca bu gruba hastaların tahlil ve tomografi raporunu gönderdi. saat 18:42’de ekleme yaparak “son haberlere göre hastalarda coronavirus enfeksiyonu görüldüğü tespit edildi, ancak bu virüsün farklı bir türü” diye yazdı. gruptaki kişilere ailelerini uyarmaları ve önlem almaları uyarılarında bulundu.

    wechat’e yazdıklarının ekran görüntüleri çinli forum sayfalarında paylaşılmaya başlayıp büyük tepki çekince, müdürü kendisiyle konuştu ve bilgi sızdırdığı için suçladı. 3 ocak 2020 tarihinde wuhan polisi ilgili davayı inceleyip kendisini sorguya aldı ve “internet üzerinden asılsız bilgi paylaşmak” sebebiyle kendisini uyardı. bu durumu tekrarlamayacağına dair kendisinden imza alındı. polis sorgusunun sonunda bu durumun tekrar yaşanması durumunda kendisine dava açılacağı söylendi.

    polis sorgusundan sonra kendisi hastaneye dönerek çalışmaya devam etti ve 8 ocak tarihinde kendisine virüs bulaştı. 31 ocak tarihinde polis merkezinde yaşadığı sorgu ve imzalattırılan tutanak hakkında sosyal medyada paylaşım yaptı. bu gönderisi kısa sürede birçok kişi tarafından görüldü ve insanlar doktorların neden yetkililer tarafından susturulduğunu sorgulamaya başladı.

    devam eden günlerde kendisi çin medyasının merkezinde kaldı çünkü ilk etapta kendisinin asılsız dedikodu çıkaran ve wuhan polisi tarafından uyarılan diğer sekiz doktordan birisi olduğu sanılıyordu. kendisi bu dedikoduları çıkaran doktorların arasında olduğunu bilmediğini, sadece doğruyu söylemeye çalıştığını belirtti. asılsız dedikodu yaydığıyla ilgili kendisine polis tarafından ceza verildi ve bu ceza çin ulusal televizyonunda yayınlandı.

    4 şubat tarihinde çin yüksek idare mahkemesinde verilen kararla 8 wuhan vatandaşının yaydığı dedikoduların tamamen asılsız olmaması sebebiyle cezalandırılmamasına karar verildi. bunun üzerine doktor li sosyal medyada “eğer halk dedikodulara inansaydı, maske ve dezenfektan gibi koruyucu önlemini alsaydı ve yabani hayvan pazarından uzak dursaydı çok daha iyi olabilirdi” diye yazdı. ancak buna rağmen çin hükümetinden henüz resmi bir özür gelmedi.

    li, çinli bir medya kuruluşu olan caixin’e yaptığı açıklamada hastanenin kendisini “dedikoduları yaymak” suçuyla cezalandıracağını ancak mahkemenin kendisini haklı bulması sebebiyle daha iyi hissettiğini söyleyerek “sağlıklı bir toplumda bir taneden fazla ses olmalı” diyerek açıklama yaptı.

    7 ocak tarihinde kendisi hastanede coronavirüs olan birisiyle temasa geçti. hastada virüsün ilk etkileri görünüyordu. li bu hastada coronavirüs olabileceğinden şüphelendi. 10 ocak tarihinde li’de ateş ve öksürük şikayetleri görüldü. zhejang’da görevli olan doktor yu chengbo, wuhan’a giderek burada li’yi incelemeye aldı. chengbo’nun açıklamasına göre coronavirüs genç hastalarda bütün belirtileri göstermese bile, li’nin 8 ocak tarihinde gördüğü hasta huanan deniz ürünleri pazarında çalışan olduğu için buradaki hastanın virüse daha uzun süre maruz kaldığını ve bu durumun da virüsü kızıştırabileceğini söyledi.

    12 ocak tarihinde li’nin houhu hastanesinde yoğun bakımda olduğu ve burada karantinada muayene edildiği söylendi. burada kendisine yapılan testlerin pozitif çıktığı 30 ocak tarihinde açıklandı. kendisine 1 şubat tarihinde coronavirüs enfeksiyonu tanısı koyuldu.

    bir arkadaşına göre li’nin durumu 5 şubat tarihinde ağırlaştı. 6 şubat tarihinde li bir arkadaşıyla telefonda görüşürken nefes almakta zorlandığını söyledi ve oksijen doygunluğunun %85’e düştüğünü belirtti (normal şartlarda oksijen yoğunluğu %95 ile %100 arasında olmalıdır ve %90’in altındayken düşük kabul edilir. %80’in altına düştüğündeyse bazı organlar işlevini yerine getiremez ve birkaç dakika böyle kalınırsa ölümle sonuçlanabilir). saat 19:00 civarında li acil servis odasına gönderildi. çinli bir haber ajansına göre saat 21:30’da kalp atışları durdu. hem sosyal medyada, hem de çin medyasında li’nin öldüğü haberleri yapıldı ancak kısa süre sonra bu haberler kaldırıldı. ardından wuhan hastanesinden “coronavirüs ile mücadele aşamasında, hastanemiz çalışanı göz doktoru li wenliang ne yazık ki bu virüse yakalandı. kendisinin durumu şu an için kritik ve kendisini kurtarmak için elimizden geleni yapıyoruz.” açıklaması yapıldı. hastane 7 şubat günü 2:58’de li’nin öldüğünü açıkladı. bu sırada 17 milyondan fazla kişi durumu canlı olarak takip ediyordu.

    dünya sağlık örgütü twitter’da yaptığı açıklamayla doktor li wenliang’ın ölümünden dolayı büyük üzüntü duyduğunu ve coronavirüs ile ilgili çalışmalarından dolayı kendisini tebrik ettiğini söyledi.

    li’nin ölümü sosyal medyada büyük tepki topladı ve birçok kişi ifade özgürlüğünün genişletilmesini istedi. sosya medyada #wewantfreedomofspeech etiketi2 milyondan fazla kez görüntülendi ve 5 saat içinde 5500 gönderi atıldı ancak daha sonra bu ve ilişkili gönderiler sansür sebebiyle silindi.

    li kendisinde coronavirüs belirtilerini fark ettiğinde otelden yer ayırtarak ailesinden uzak kalmaya ve hastalığı ailesine bulaştırmamaya karar vermişti. ancak çabalarına rağmen ailesi bu hastalığa yakalandı ve daha sonra iyileşti. li evli ve bir çocuk babasıydı, eşi ikinci çocuğuna hamileydi.

  • üst edit: sürücü özer sağlamyürek, 15 aralık'ta görülen ikinci duruşmada 6 yıl 2 ay hapse mahkum edilerek, ama nasıl oluyorsa 4 ay bile yatmadan, salıverildi. bu, aşağıda ayrıntılarını verdiğim, tesla toolbox verilerine dayanan bilirkişi raporuna rağmen oldu. türkiye'de adalet yine ve yeniden kayıp: şehir içinde, ayağınızı gazdan hiç çekmeden, saatte 140 km hızla yaya geçidine girebilir, orada yürüyen birilerini öldürebilir ve 4 ay sonra dışarıda serbestçe gezmeye devam edebilirsiniz. duruşmanın hakiminin hamile bir kadın olduğu, bilirkişi raporunu dikkatle okumasını ve davanın ağır cezaya sevkedilmesini isteyen avukatları terslediği, tüm itirazları reddederek çarçabuk karar vermeye çalıştığı duruşmaya katılan yakınlarımız tarafından anlatıldı.

    üst edit 1) tesla'dan çarpma anı ve öncesi ile ilgili kayıtlar elde edildi ve buna göre bilirkişi raporu yazıldı. 15 aralık günü yapılacak duruşmada (kasım'daki ilk duruşma delillerin toplanması için ertelenmişti) bu bilirkişi raporu mahkemeye sunulacak. rapora göre sürücü özer sağlamyürek çarpma anından önce hiç fren yapmadı ve çarptıktan sonra bile bir müddet hızlanmaya devam etti. maksimum hızı saatte 141 km olarak kaydedildi.

    üst edit: tanık ifadesi eklendi, burada

    özet: 25 yaşındaki kuzenimiz hürcan bulur’u, 24 ağustos akşamı ankara batıkent’teki bir yaya geçidinde, hava henüz aydınlıkken, tesla marka bir aracın çarpması sonucunda kaybettiğimiz olaydır (tesla'da bir teknik kusur yok, ama kısa sürede aşırı hızlanabilme özelliği failin elinde felakete dönüşmüş).

    elimizde maalesef bir video kaydı mevcut değil; ama hem görgü tanıklarının ifadesine, hem tesla toolbox kayıtlarına, hem de olayın hemen sonrasında sürücünün yaptığı telefon konuşmalarını işitenlerin aktardığına göre, araç çarpma anında saatte 140 km hızla gidiyordu (bu yolda hız sınırı 50 km/sa ve uyarı tabelaları mevcut).

    sürücü özer sağlamyürek, bu hükümet döneminde zenginleşmiş, muhtemelen devlet içinde birçok ‘tanıdığı’ bulunan bir ailenin 30 yaşındaki oğlu. baba bekir sağlamyürek, aselsan gibi büyük savunma sanayi firmalarına iş yapan bir firmanın genel müdürü ve ortaklarından biri.

    türkiye’de buna benzer sürüyle olay meydana geldiğinin, dolayısıyla insanların dikkatini çekmenin zorluğunun farkındayız, ama yine de elimizden geleni yapmak istiyoruz. şehir içindeki bir yolda korkunç bir hızla araç kullanıp yaya geçidinde insan öldüren, hayatının baharındaki bir genci ailesinden, hayallerinden koparan bu kişinin mümkün olan en yüksek cezayı alabilmesi için lütfen bize destek olun. teşekkürler.

    ---------------------

    olay 24 ağustos 2023 perşembe akşamı saat 19 civarında, ankara yenimahalle batıkent bulvarı üzerinde bulunan karacılar sitesi’nin önündeki yaya geçidinde meydana geldi (tam lokasyon görselleri 1, 2). ülkemizin ortalama insanına nazaran son derece temkinli birisi olan kuzenimiz hürcan bulur, yaya geçidinin ortasında bulunduğu sırada, korkunç bir hızla gelen tesla marka aracı fark etti ve ileriye, kaldırıma doğru kaçmaya çalıştı (bunlar görgü tanığı ifadesidir). fakat araç, sağ şeride geçip hürcan’a kaldırımın hemen önünde çarparak onu bir sonraki yaya geçidine kadar, 25-30 metre boyunca sürükledi. sürücü özer sağlamyürek, araçtan iner inmez muhtemelen babasını (bekir) veya diğer nüfuzlu tanıdıklarını arayıp “140’la giderken birine çarptım, ne yapacağım, gelin beni alın” diyerek durumdan sıyrılmanın yollarını aradı, ağır yaralı olan hürcan ile ilgilenmedi (görsel ve işitsel tanıklıklara dayalıdır, tanık ifadesi burada, çarpan aracın olaydan sonraki durumu burada). çevredekiler hemen polise ve ambulansa haber verdiler, fail tutuklandı. doktorlara göre hürcan’ın neredeyse tüm kemikleri kırıktı, beyin kanaması dahil iç kanamaları vardı, vücudunun sol tarafı asfalta sürtündüğü için yanmıştı ve vücudunda parçalanmalar da mevcuttu. ambulansta ve hastanede yaşatılabildiği kısa süre boyunca kalbi üç kez durdu ve yeniden çalıştırıldı. hürcan’ı ertesi sabah saat 07:34’te kaybettik. bir evin bir oğluydu (hürcan'ın bir fotoğrafı burada).

    kaza denmesi zor olan bu korkunç olaydan sonra sürücünün ailesi, oğullarından ve kendilerinden utanç duymak şöyle dursun, durumdan sıyrılmak için çeşitli yollara başvurmaya başladı. baba bekir sağlamyürek, merhum hürcan’ın ailesi ile telefon teması kurup bunun “elim bir kaza” olduğunu söyledi ve başsağlığı dileğinde bulundu. fakat bu ölümün hürcan’ın “kaderi” olduğunu, “bir gün herkesin öbür tarafa gideceğini” de eklemeyi unutmadı. edit: kasım ayındaki ilk duruşmada failin annesi, eşimin annesine "suçlu senin yeğenin, kulağında kulaklık varmış" diyecek kadar alçaldı.

    -----------

    edit: aşağıda, kendisine mesaj atmanın nedense mümkün olmadığı bir yazar, failin babasının "allah'tan rahmet" dileklerini insancıl bulmuş, bizim kültürümüzde böyle olurmuş. neden bunları sanki anamıza sövülmüş gibi anlatmışız diye ayar vermeye kalkıyor. sayın yazara şunu iletmeliyim ki, hangi tavrın ve sözlerin insancıl olmaya yorulacağını anlayacak kadar kültürümüzden haberdarız. yazıda bahsetmediğim başka bir sürü ayrıntı (mesela failin babasının hastaneye geldiğinde sarf ettiği "oğlumuz kalp ameliyatı geçirmişti" , "teslalar zaten sorunlu araç" gibi sözler) niyetin çok başka olduğunu anlatıyor. yani bunları ayırt edecek kadar zekamız ve görgümüz var. kültür dersinden ziyade dava sürecini olumlu etkileyecek tavsiyelere ihtiyacımız olur, varsa alırız. bu tip tavsiyelerde bulunan yazarlara çok teşekkür ederiz.

    edit 2: bazı yazarlar başlıkta ve yazı içinde aracın tesla olmasının neden vurgulandığını anlayamadıklarını yazmış. kaza tesla yüzünden oldu gibi anlaşılıyorsa kusura bakılmasın, öyle bir şey elbette kastetmedim. tesla'nın ileri teknolojiye sahip olmasının, türkiye'de öyle herkeste olmamasının vs birtakım çağrışımları var ve bu da başlığın daha fazla dikkat çekmesine neden oluyor bana kalırsa. yani sesimizi daha fazla insan duysun diye öyle yazdım.

  • 2001 senesinde okulda yasadışı eylem yapan sol gruba polis müdahale etmek üzereyken araya giren rektörün, "ben izin veriyorum gösteri yapabilirsiniz" demesi üzerine, solcu grubun artık yasal olan bir eylem düzenledikleri için tadının kaçması, 5 dakika içinde bütün grubun dağılması.

  • posta gazetesi'nin haberi ve son yorumu sabah sabah yarmıştır.

    "amerika’dan dün dönen metin hara, 'ayrıldınız mı?' sorusuna sinirlenip 'ben bilim insanıyım, magazin figürü değilim' dedi.

    terk edildiği için sinirli olan yaşam koçu metin hara’nın bilimle ilişkisi ise çözülemedi."

  • bu kızlar sonra öldürülüp bir köşeye atılınca da duyar kasılıyor. piçin ne olduğu zaten aylardır orada burada belli, ona rağmen buna yaklaşan kadınlara diyecek bir şey yok.

    seçimlerini doğru yapmayan kadınlar çok umrumda değil.